Terleme, hemen hemen tüm insanlarda görülen doğal bir fizyolojik süreçtir. Koltuk altı terlemesi, bu sürecin en sık gözlemlendiği bölgelerden biridir. Koltuk altı terlemesi, ter bezlerinin aktif olduğunu gösterir. Vücudumuzda 2-6 milyon arasında ter bezi bulunmaktadır. Ancak bazı bireylerde, aşırı terleme (hiperhidroz) durumu gözlemlenebilir. Bu durum, sosyal ve psikolojik rahatsızlıklara yol açabilir.

Apokrin ter bezleri, daha çok kıllı bölgelerde, örneğin koltuk altı, meme başları ve genital bölgelerde bulunur. Apokrin ter bezlerinden salgılanan ter, ilk başta kokusuzdur. Ancak bazı bakterilerin bu ter ile etkileşime girmesi sonucu kötü koku oluşur ve bu durum bireyde rahatsızlık yaratabilir. Aşırı terlemenin yoğun olarak görüldüğü koltuk altı bölgesinde, ıslaklık ve bu ıslaklığın devamında bakterilerin etkisiyle sararmalar görülebilir.

Koltuk altı terlemesi tedavisinde çeşitli yöntemler kullanılmaktadır:

Koltuk altı terlemesi için alternatif yöntemler arasında "kan taşı" olarak bilinen bir yöntem de bulunmaktadır. Kan taşı, yeşil renkli, üzerinde damara benzer kırmızı lekeler bulunan bir taştır. Adı her ne kadar "kan taşı" olsa da, bu taşın kanla doğrudan bir ilgisi yoktur. Kan taşının en bilinen özelliklerinden biri de kanamayı durdurma yeteneğidir; bu nedenle kadınlar adet dönemlerinde de bu taşı kullanabilirler.

Kan taşı, terli bölgeye her gün uygulanır. Kullanılan bölgenin temiz olduğundan emin olduktan sonra, kan taşı ıslatılır ve dairesel hareketlerle koltuk altına veya terli diğer bölgelere uygulanır. Uygulama sonrasında koltuk altı bölgesinde kızarmalar görülebilir, ancak bu durum geçicidir ve endişe edilecek bir durum değildir. Kan taşı genelde tüm aktarlarda bulunabilir ve şap taşı olarak da bilinir. Fiyat olarak oldukça uygun olup, 5-10 lira arasında değişmektedir. Kan taşının bilinen bir yan etkisi yoktur, ancak alerjik bir reaksiyon fark ederseniz kullanmayı bırakabilirsiniz.